TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ
YÖNETİM DANIŞMANLIĞI VE EĞİTİM
HİZMETLERİ
TEKNOLOJİ TABANLI
GİRİŞİMCİLER İÇİN İŞ GELİŞTİRME
MENTORLÜĞÜ
PROFESYONEL
YAZILIM
GELİŞTİRME
SANAYİDE
DİJİTAL DÖNÜŞÜM
TEKNOLOJİ TRANSFER
OFİSLERİ & TEKNOPARKLAR İÇİN
İŞ GELİŞTİRME
YATIRIMCI
BULMA & DEVLET
DESTEKLERİ
YAZILIM-BİLİŞİM
SEKTÖRÜNDE SATIŞ PAZARLAMA
& İŞ GELİŞTİRME
KURUM İÇİ
MENTORLUK &
İÇ GİRİŞİMCİLİK
KEY OF CHANGE

Devletin Yazılımı Milli Politika Haline Getirmesi Lazım

Roportaj
 

Ertan Barut : Üretebiliyoruz, Yazabiliyoruz, Bizim de Ciddi Markalarımız var, Devletin Yazılımı Milli Politika Haline Getirmesi Lazım
 

Ülkemizin bilişim sektörünün bugünkü durumundan daha ileriye gitmesi ve ihracat alanında başarı kazanması açısından önemli bir adım “yazılım sektörünün devlet stratejisine ilave edilmesi” olacak. Bu konuda çalışan bazı sivil toplum örgütleri var. Bunların hemen hepsinde yer alan, yazılım sanayinin sorunları konusunda yıllardır çaba gösteren ve kendisi de yerli yazılım şirketi sahibi olan Ertan Barut ile bu sorunları konuştuk :
 

turk.internet.com : Ertan Bey, TOBB yazılım sektörü meclisi olarak hükumete sunduğunuz bazı sorunlar var galiba. Onlardan bahseder misiniz, nedir yazılım sektörünün sorunları?
 

Ertan Barut : Tabii, yazılım sektörünün temel sorunlarından bir tanesi ulusal yazılımın tüm Türkiye’de bir devlet stratejisi haline getirilmesi, esas beklentimiz bu. Eğer bunun bir strateji haline ve gerçekten de yazılım sektörünün bir stratejik sektör haline getirilmesinin arkasından, devletin birçok politikalarında ve birçok kamu kurum ve kuruluşlarının ulusal yazılımın desteklenmesi yönünde ciddi desteklerin arkadan geleceğini ümit ederek bu söylemden yola çıkıyoruz.

Yani biz diyoruz ki; ulusal yazılım, Türkiye’nin ulusal yazılımı, milli yazılımı. Özellikle son dönemde güvenlik sorunlarının da tabiri caiz ise “kabak gibi ortaya çıktığı” bir dönemde ulusal yazılımın desteklenmesini istiyoruz. Üretebiliyoruz, yazabiliyoruz, tüm dünyadaki diğer ülkelerdeki firmalar gibi bizim de ciddi markalarımız var ama dışa açılamıyoruz.

Dışa açılamamamızın nedeni de, milli politika haline getirilmemesinden kaynaklanıyor. Bizim devletimizden beklentimiz ve arzumuz bunun bir milli strateji haline getirilmesi. Bu çerçevede tabii ki, bir yabancı alışkanlığı, bir yabancı teknoloji kullanımı illaki olacaktır, bu var olan bir şeydir ama biz bunun daha çok ulusal yazılıma da kaymasını arzu ediyoruz.

turk.internet.com : Ya da ulusal yazılıma avantaj sağlanması?
 

Ertan Barut : Bunun için tabi ki bizim TOBB Yazılım meclisi olarak yapmış olduğumuz kendi içimizdeki çalışmalar sonucunda çıkarmış olduğumuz beş tane temel hususlardan ikincisi sizin söylediğiniz.

Bizim ihalelerde ya da kamu ihale kurumunda veya diğer yapılan alımlarda, projelerde, danışmanlık hizmetlerinde dahi ulusal kaynakların kullanılmasını arzu ediyoruz.

Yani bugün bir bilişim stratejisinin oluşturulması, ülkenin ve devlet stratejilerin oluşturulması tarafını da bilen, geçmişte yabancı şirketlerle çalışılmıştı ama bunu yapabilecek yerli şirketlerimiz var. Yerli kaynaklar ki, o yabancı şirketler gelip Türkiye’de bizlerle çalıştılar, bizlerle birlikte E-Türkiye stratejisini, E-Devlet stratejisini oluşturmaya çalıştılar.

İkinci temel beklentimiz, tabi ki daha çok ulusal imkanlardan faydalanması ve özel sektöründe burada desteklenmesi yönünde.

Diğer üçüncü husus, temelde devletin bizlere sağlamış olduğu teşvik ve desteklerden faydalanma sürecinde yazılımın hizmetler sektöründe ekonomi bakanlığının vermiş olduğu teşvik ve desteklerin yanında diğer kurum ve kuruluşlarca da daha çok üretim tarafında desteklenmesi konusuna önem verilmesidir.

Üretimde biz varız, zaten biz süreç içerisinde araştırma, geliştirme faaliyetlerini yürütüyoruz. Kendi sorunum da var bu yönde, kendi geliştirmiş olduğumuz dünyanın çok önemli bir firmasına rakip bir ürün geliştiren bir firmanın sahibiyim aynı zamanda ve biz bu ürünü geliştirirken kendi imkanlarımızla geliştirdik. Şimdi dünyaya satmak üzere ikinci versiyonunu hazırlıyoruz. Avanto Telecom yazılımı.
 

Bu ürün bütün büyük telekomünikasyon devlerinin sahada yapmış olduğu projeleri, bütün iş süreçlerini yönetebilecekleri ve bundan çok ciddi bir fayda elde edebilecekleri bir ürün. Biz bunu geliştirdik ve dünyanın üç tane büyük telekomünikasyon devi de bu yazılımı şu anda kullanıyor kendi projelerinde ve biz bunu daha da geliştirerek dünyaya satmak istiyoruz. Ama ilgili kuruma biz bunun projesini verdiğimiz zaman, kurum bize projenizin içerisinde AR-GE tarafı az diye geri dönüyor ve ret oluyor, bu çok yanlış. Yani biz zaten AR-GE yapıyoruz, biz zaten süreç içerisinde AR-GE’mizi yapıyoruz.
 

turk.internet.com : Bu bugün olan bir ürün müdür dünyada?
 

Ertan Barut : Şu anda büyük ismini vermeyeceğim bir firmanın yapmış olduğu bir ürünün yerine geçtik biz. Ama bu firma başka ürünlerde geliştiriyor, onlardan bir tanesinin üstüne gelebilecek şekilde, tamamen yepyeni teknolojilerle ve tamamen harita bazlı bir ürün yaptık biz ve bunu bütün telekomünikasyon firmaları kendi altyapılarında kullanabilecekler.


turk.internet.com : Diyorsunuz ki bunu daha da geliştirmek istiyoruz, araştırma-geliştirme yapmak istiyoruz ama verdiğimiz proje red ediliyor neden?
 

Ertan Barut : Red olmasının nedeni; --bizim anladığımız kadarıyla-- karşı tarafın kamu kurumu, bu seneki ve önümüzdeki seneki devletin koymuş olduğu öncelikli alanlar içerisinde biz biraz geride kalmaya başladık. Burada ben sektörün dikkatini çekmek istiyorum ve bu konuya önem verilmesi arzusundayım. Gittikçe, yazılım sektörü desteklenebilir alanlar içerisinde geriye düşmeye başladı, yani yazılım sektörünün payı gittikçe düşmeye başladı.

Neden? Nedenlerinden bir tanesinde tespitimiz, araştırma-geliştirme denilen “AR” denilen kısmında aşırı bir akademik ya da inovatif şeyler aranıyor olması. Şu anda ilgili kurum ve kuruluşlar çok yanlış yoldalar. Biz yazılım geliştirirken zaten süreç içerisinde AR-GE yapıyoruz ama yeni bir şey bulmuyor olabiliriz. Var olan bir ürünü, Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım Bey’inde en son kongrede söylediği üzere, yeni bir ürünün yerine yepyeni teknolojilerle yeni bir ürün geliştiriyor olabiliriz ama o şekilde bakmak yerine sadece ürüne düz bakılıp da, siz AR-GE yapmamışsınız kardeşim ya da AR-GE yapmıyorsunuz ya da siz zaten bunu geliştirmişsiniz diye karşımıza hakem heyetleri çıkarsa o zaman biz bu projeleri devlete sunamıyoruz, sunduğumuz zaman desteğini alamıyoruz moralimiz bozuluyor.

Ondan sonra 2023 vizyonuna nasıl ulaşacağız? 2023 yılı vizyonuna ulaşabilmenin temel yollarından bir tanesi de yazılım sektörünün muhakkak suretle stratejik olarak desteklenmesi. Bakın sadece bir sektör olarak yazılım sektörünün desteklenmesi değildir, bunun arkasında ülkenin de desteklenmesidir.

Çünkü bilişim altyapısına, bilişime yatırım yapan bir ülke, bilişim teknolojileri altyapılarını bilinçli bir şekilde kullanan bir ülke ihracatını o zaman 500 milyar dolara ulaştırabilir. 500 milyar dolara giden hedef bu şekilde giderse, kurum ve kuruluşlar sadece AR-GE’nin “AR” ını aramaya kalkarlarsa projelerde, o zaman biz bu ihracat hedefine hiçbir şekilde ulaşamayız.
 

turk.internet.com : Peki, üçüncü sorun ne?
 

Ertan Barut : Üçüncü sorun da, temelde bizim biraz daha farklı bir arayış içerisinde olmamız. Yani bu bilişim politikalarının ve bilişim stratejilerinin, biraz daha örgütlenebilir bir yapıda devlet içerisinde, kurum ve kuruluşlarca örgütlü yani devletin içerisinde bir kurum haline dönüşmesi. Örnekler var, dünya üzerinde belli ajanslar var. Bu noktada bir yapının oluşturulması, insan kaynaklarının geliştirilmesi, beşincisi de zaten tamamen iş gücü üzerine.
 

turk.internet.com : Memnun musunuz Türkiye’deki iş gücünden?
 

Ertan Barut : Şu anda bir kötü gidişata doğru gidiyoruz. Birinci ve ikinci maddelerdeki en büyük stratejik unsurlardan bir tanesi, biz üretime eğer çok fazla önem verirsek, destek verirsek aynı şekilde ciddi anlamda iş gücüne de sahip çıkmış olacağız yazılım sektörü olarak. Çünkü en çok ihtiyaç duyulan sektörlerden bir tanesi şu anda yazılım sektörüdür.

Üretimde insan gücüne ihtiyacımız var. Üretimi hızlandırıp seri üretime geçebilirsek, yani Hindistan’ın, İsrail’in ve diğer ülkelerin yapmış olduğu gibi. Mesela İsrail gidiyor yurt dışında bir yerlere yaptırıyor işte birileri gidiyor Hindistan’a yaptırıyor, Ukrayna’ya yaptırıyor, Rusya’ya yaptırıyor.

Onun için biz kendi ürünlerimizi, ulusal ürünlerimizi ulusal iş gücümüzle rahatlıkla geliştirebiliriz ama bunun için iş gücüne ihtiyacımız var ve eğer bu iş gücünü biz seri bir şekilde alabilirsek bünyemize, aynı şekilde ulusal kaynaklara da ciddi anlamda katkı sağlamış olacağız ve maliyetlerde düşmüş olacak. Yani biz daha çok iş gücü çalıştırdığımız zaman, yazılımın en yüksek maliyetlerinden biri iş gücü maliyeti.

turk.internet.com : Çok teşekkür ederiz. 



site design & technology
SLC Web Mühendisliği
www.slc.com.tr