Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, "Geleneksel sektörlerde, güçlü olduğumuz sektörlerde hedefimiz katma değeri yüksek ürünler üretmek. Bunun için ihtiyacımız daha fazla Ar-Ge ve inovasyon" dedi.
Bakan Işık, Avrupa Birliği IPA Projesi kapsamında Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı desteğiyle yapımı tamamlanan Erciyes Teknopark Tekno-5 Binası’nın ve Erciyes Teknoloji Transfer Ofisi’nin açılışında yaptığı konuşmada, bilim ve bilginin her dönemde dünyanın en önemli güç kaynağı olduğunu söyledi.
Bütün öğretilerde bilginin en temel kavram olduğuna dikkati çeken Işık, bilgiyi, bilimi kullanan ülkelerin önemli farklar oluşturduğunu, dünyada bilginin bu kadar hızla değere dönüştüğü, bu kadar fark oluşturduğu başka bir çağ olmadığını ifade etti.
Bilime yatırım yapmanın ne kadar büyük bir kalkınma önceliği olduğunu herkesin bildiğini belirten Işık, bilginin ne kadar önemli güç olduğunun son dönemde özellikle dijital teknolojiyle birlikte bir kez daha çok ciddi anlamda kavrandığını vurguladı.
Şu anda üç büyük şirketin cirosunun dünyadaki birçok ülkenin gayri safi yurt içi hasılasından daha fazla olduğuna işaret eden Işık, şöyle konuştu:
"Bu bilgi tabanlı ekonominin, bilgi ekonomisinin geldiği noktayı bize gösteriyor. Türkiye olarak bizde önümüze hedef olarak bilgi toplumu olmayı ve bilgi ekonomisine geçmeyi koyduk. Türkiye, son 12-13 yılda bir başarı hikayesi yazdı. Bazıları gözünü kapatıp görmese de, inkar etse de dünyada bütün siyasi, ekonomik otoritelerin üzerinde ittifak sağladığı bir gerçek. Gayri safi hasılasını 233 milyar dolardan 800 milyar dolara yükseltti. Kişi başına düşen milli gelirini 3 bin 300 dolardan 10 bin 500 dolara yükseltti. İhracatını 36 milyar dolardan 158 milyar dolara kadar çıkardı. Ar-Ge harcamasını dolar bazında 2 kat, nominal olarak 8 katına çıkardı. Bunların hepsi tartışmasız bir başarı hikayesidir. Türkiye Allah'a şükür orta gelir seviyesine çıktı."
Işık, yeni bir başarı hikayesi yazmak için yola çıktıklarını, Türkiye'nin 2023'e başarı hikayesi yazarak gireceğini ve burada en temel önceliğin teknoloji olacağını kaydetti.
Tasarım ofisleri desteklenecek
Türkiye'nin geleneksel sektörlerde tekstil, hazır giyim, konfeksiyon, makine gibi sektörlerde katma değeri daha yüksek ürünler üreteceğini, bu yönde gayret gösterdiklerini dile getiren Işık, şöyle devam etti:
"Türkiye tekstilde kilogram fiyatını 5 liraya satarken İtalya 17 liradan satıyor. Aradaki fark sadece tasarım ve marka. Aynı kalite, aynı kumaş. Hatta Türkiye'den malı alıyorlar etiketlerini yapıştırıp satıyorlar. Türkiye'ye fason üretim yaptırıp alıp satıyorlar. Geleneksel sektörlerde, güçlü olduğumuz sektörlerde hedefimiz katma değeri yüksek ürünler üretmek.
Bunun için ihtiyacımız daha fazla Ar-Ge ve inovasyon. Bu alanlarda tasarım bizim için olmazsa olmaz. Ürüne katma değer katan en önemli unsur tasarım. Ar-Ge merkezlerini, teknoloji geliştirme bölgelerini destekliyoruz. Şimdi tasarım ofislerini de aynı şekilde destekleyeceğiz. 10 kişi çalıştıran tasarım ofisini aynen Ar-Ge merkezi gibi destekleyeceğiz. Kayseri'den ilk sıçrama beklediğimiz alan tasarım ofislerinin Kayseri'de bir anda hızlı şekilde kurulması.
10 kişiyle tasarım ofisi kuran bir şirket kendi tasarımını yaptığı sürece yaklaşık olarak 100 liralık masrafı olacaksa 60 lirası cebinden çıkacak 40 lirasını da devlet olarak biz karşılayacağız. Bu kendi ürününün katma değerini yükseltmek için inanılmaz bir fırsat. KOBİ niteliğinde olup da 10 kişilik bir tasarım merkezi kurma imkanı olmayan işletmelerimiz içinde profesyonel tasarım ofislerinden hizmet satın aldığında bunu da aynen ar-ge merkezinde olduğu gibi vergiden düşeceğiz. Bir taraftan profesyonel tasarım ofislerini desteklemiş olacağız diğer taraftan da KOBİ'lerimizin tasarımla tanışmasının yolunu açacağız"
Teknoparklardan 20 milyar dolarlık ihracat yapıldı
Girişimci bilgi sistemi olarak kullandıkları sistemde yaptıkları analizlerde işletmenin ölçeği büyüdükçe, ihracat yaptıkça, teknoloji düzeyi yükseldikçe karlılığının arttığını tespit ettiklerini ifade eden Işık, bu unsurların Türkiye'nin sanayideki yol haritasını da ortaya koyduğunu vurguladı.
Türkiye'nin son 12 yılda küresel krize rağmen güçlü bir ekonomi haline gelmesinde bu alanlarda gösterilen aşamaların çok büyük rolü olduğuna dikkati çeken Işık şöyle devam etti :
"Önümüzdeki süreçte Türkiye, geleneksel olduğu sektörlerde katma değeri yüksek ürünler üretecek ama özellikle hedef odaklı yaklaşımı güçlü ve gelişmekte olduğumuz alanlara kaydıracağız. Şuanda teknoparklardan yapılan ihracat 20 milyar doları geçti. Artık burada iyi bir noktaya geldik. Sanayimizde teknoloji bilinci oluştu. Sanayi ile teknolojiyi birleştirecek üniversite sanayi arasındaki iş birliğini güçlendirecek ara yüzü oluşturmak gerekiyor. Bu da teknoloji transfer ofisi. Teknoloji transfer ofislerinin anlamı bilgiyi teknolojiye dönüştürmek demektir. TÜBİTAK olarak teknoloji transferlerini destekliyoruz".
Savunma sanayinde dışa bağımlılık azaldı
2002 yılında savunma sanayinde yerlilik oranının yüzde 24 olduğunu ve silah ithalatında komisyon olduğunu anlatan Işık, ilk olarak bu komisyonu kaldırarak işe başladıklarını söyledi.
Savunma sanayinde dışa bağımlılığı minimize etme konusunda hedef koyduklarını ve bunu büyük ölçüde başardıklarını kaydeden Işık, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Artık kendi tüfeğimizi, kendi topumuzu yüzde 100 kendi mühendisimiz, kendi dizaynımızla yapıyoruz. TÜBİTAK öyle bir bomba yaptıki 2 parçalı, 2 metre kalınlığındaki duvarı deliyor arkasındaki hedefi ikinci parça vuruyor. Bu dünyada bir ilk. Bizim mühendislerimiz yaptı. Ama maalesef bunları yapan insanlar paralel yapı tarafından dinlendi. Artık kendi gemimizi kendimiz yapıyoruz, görev bilgisayarını da kendimiz yapıyoruz, güvenlik kodlarını sadece bizim askerimiz biliyor. Eski gemilerimizin tümünün de görev bilgisayarlarını değiştirdik.
Güvenlik kodu eğer başkasının elindeyse o silah barışta sizin, savaşta sizin değildir. Artık Türkiye kendi füzesini yapıyor. Son füzemiz Amerikan F-35 savaş uçaklarında Amerika dışında ilk defa bir başka ülkenin silahı olarak takılacak. Artık kendi helikopterimizi yapıyoruz. Kendi yerli otomobilimizi inşallah 2020'den önce yola çıkaracağız. Bölgesel savaş uçağımızı yapmak için ulaştırma bakanlığımızın büyük bir gayreti var. Yakında Sayın Başbakan açıklayacak. Bölgesel jetimizi, yolcu uçağımızı inşallah yakında üreteceğiz. 2023 yılında de kendi yüzde yüz yerli savaş uçağımızı yapmış olacağız."
Türkiye'nin yerli gözlem uydusunu yaptığını ve Türksat 6A projesinin başladığını dile getiren Işık, 2019'da yüzde yüz yerli haberleşme uydusunu da yapacaklarını söyledi. Hedeflerinin uydu fırlatacak rampayı da yapmak olduğunu belirten Işık,
"Bunlar dertlenerek oluyor. Artık bu millet tarihinden medeniyetinden aldığı güçten ölçek bazında üretebileceği her şeyi en iyi teknolojiyle yerli imkanlarda üretebilecek. Biz milliyetçilikten bunu anlıyoruz"
bültenlerimizden ve önemli haberlerden ilk önce siz haberdar olmak istiyorsanız lütfen formu doldurun.