İki göz arasındaki mesafe, burnun genişliği, kaşların uzunluğu, dudağın kıvrımı gibi birçok noktadan aldığı ölçümlerle insan yüzünü ayırt eden sistemler, her bir insan için “yüz izi” oluşturuyorlar (Face print) . Ancak yüz izimiz parmak izimiz gibi statik bir görüntü değil. Yüz tanımada A-PIE (Aging, posing, illumination, Emotions) yani yaşlanma, duruş, aydınlatma ve duygular diye adlandırılan 4 önemli parametre var. Derin öğrenme yöntemleriyle ve bol bol veri ile beslenerek sonuçlar iyileştirilmeye çalışılıyor. Artık %97’nin üstünde bir doğrulukla yüz tanıyabilen bilgisayarlar, bu konuda neredeyse insanlar ile başa baş gidiyorlar. En yaygın yüz tanıma uygulamalarından biri mobil telefonların artık insanları yüzünden tanımaları ve güvenlik işlemlerinde yüz izini kullanmaları. Hata yapma olasılığı milyonda bir olarak öngörülmüş. Cep telefonlarında yüz tanıma sistemi cihaza erişim amaçlı kullanılıyor. Bir başka uygulama ise Facebook’un fotoğraflardaki insanları tanıyıp isim önermesi. Bu tarz uygulamaları artık çoğu kişi kullandığı için oldukça aşina olduk. Bu teknolojinin ilk uygulamalarına yavaş yavaş alışmış olsak da yakında bazı sektörlerin geleneksel iş yapış biçimleri kaçınılmaz olarak değişim gerektirecek. Yaklaşan bu büyük dönüşümün bazı ilk örneklerini görüp kendimiz hazırlamalı ve hatta uygulamada geç kalmamaya çalışmalıyız.
Yüz tanıma sistemlerinin kökten değiştireceği alanlar:
1 – Güvenlik amaçlı kullanım: 2018 Mayıs ayında yayınlanan bir rapora göre 117 milyon Amerikalının fotoğrafları bir veri tabanında tutuluyor. İnsan haklarıyla ve kişisel verilerin korunmasıyla uyumlu olup olmadığı ise hala sorgulansa da bu fotoğraflar Amerika’da havaalanlarında pasaport kontrolünde yüz tanıma sistemlerinde güvenlik amaçlı kullanılıyor. Çin ise daha da ileri giderek vatandaşlarına sosyal skorlama sistemi uygulayarak ekonomik ve sosyal durumu ile ilişkilendiriliyor. Araba kullanırken yaptığı kural ihlalleri, sosyal medyada paylaştığı yalan haberler gibi veriler skorlarını düşürüyor.170 milyon kamera ile izlenen 1,4 milyar Çinli skorlarına bağlı olarak eğer kurallara uyarlarsa indirimli uçak bileti alabiliyorlar ama kötü skorları varsa tren veya otobüse binmeleri yasaklanabiliyor. Tuvaletlerden tuvalet kâğıdı çalanlar bile bu yolla tespit ediliyorlar. Devlet bu uygulama ile ceza-ödül yöntemi kullanarak kurallara daha fazla riayet eden bir toplum yaratmayı hedefliyor. Sürekli izleniyor olma hissi ve özel hayatın gizliliği ile ne kadar örtüştüğü ise soru işareti. Yüz tanıma sistemlerinim havaalanlarındaki geçiş sürecini basitleştirip hızlandırması, kayıp insanların bulunmasına yardımcı olması, suçluların yakalanmasını sağlaması ise kuşkusuz son derece yararlı uygulamalar. Çin’de günlük hayatı kolaylaştıran yüz tanıma yöntemi ile para çekmek, alışveriş yapmak, havaalanlarında check-in yapmak mümkün. Teknolojinin bugün geldiği noktada yüz tanıma sistemleri bazı önemli hataları yapıyor olsalar da her geçen gün geliştirilen yeni algoritmalar bu teknolojiye olan güvenin artmasını sağlıyorlar. Önceleri siyahiler, maske kullananlar, gözlükle veya bir objeyle kamuflaj yapanlar konusundaki yanılmalara karşı önlemler geliştiriliyor. Artık gülümsemeler, göz kırpmalar gibi detaylar bile takip ediliyor.
2- Sağlıkta kullanım: Hastaneden içeri giren hasta, kimlik göstermek, formlar doldurmak gibi birçok zaman kaybettiren süreçten yüz tanıma yöntemiyle kurtuluyor. Kimliği yüz tanıma sistemiyle tespit edilen hastanın kayıtlarına da hızla ulaşılıyor ve geçmişte yaşadıkları, genetik bilgileri ilişkilendiriliyor. Bazı hastalıklar ise sadece yüz tarama yöntemiyle bile teşhis edilebiliyor. Örneğin:2017 yılında Google kardiyovasküler hastalıkları yüz tarama yöntemiyle bulan bir yapı için patent başvurusunda bulunmuş. “Autism & Beyond” (Otizm ve Ötesi) adlı mobil uygulama yüz taraması ve yapay zekâ kullanarak çocukların otizm riskleri tespit edebiliyor.
3- Perakendede kullanım: Müşterilerin hangi ürünle ilgilendiklerini nerelere baktıklarından tespit eden yüz tarama uygulamaları daha sonra müşterilerini o ürünlerle ilgili promosyonlardan haberdar haberdar ediyorlar, çeşitli indirimler yapabiliyorlar. 500 milyar dolarlık cirosuyla, 30’a yakın ülkede mağazası bulunan Walmart, müşteri memnuniyetini ödeme için sıra bekleyen insanların yüzlerini tarayarak tespit ediyor. Çin’de Alibaba’nın en önemli rakiplerinden JD’nin mağazalarında ise yepyeni bir alışveriş deneyimi olarak yüz taraması ile müşterinin kimliği tanınıyor, ürünlerin üzerindeki RFID etiketleri taranarak ödeme hesaplanıyor ve ne kasaya ne de kredi kartı ya da nakde ihtiyaç kalıyor.
4- Otelcilikte kullanım: Müşteri otele girer girmez yüz tanıma yöntemiyle yapılan kimlik belirleme sonucu, otomatik check-in yapılarak karşılanıyor ve kendisi için özelleştirilmiş bir servis alıyor. Odasına yine yüz tarama yöntemiyle giriyor. Böylece check-in sırası bekleyerek zaman kaybedilmiyor. Bu işlemi yapmakla sorumlu otel yetkilisi ise farklı bir konuya vakit ayırıyor.
5- Reklamcılık ve Pazarlamada kullanım: Görsel reklamları izleyenlerin demografik dağılımlarının tespitinde yüz tanıma yöntemleri kullanılıyor. Almax adındaki İtalyan şirketi mankenler üzerine kamera koyarak izleyenleri yüz tarama yöntemiyle araştırmış. Mobil telefonlarda yüz taraması ile ruh halinizi anlayan uygulamalar o anki modunuza uygun reklamlar gösterebiliyorlar.
6 – Bankacılıkta kullanım: Bankalar online erişimde ve mobil uygulamalar üzerinden erişimde yüz tanıma yöntemlerini kullanıyorlar. İspanya’da Caixa bankası ATM’lerde de yüz tanıma ile ikinci bir güvenlik seviyesi eklemiş.
7- Etkinliklerde kullanım: Konser, konferans gibi etkinliklere girişte yüz tanıma yöntemleri uygulanmaya başlamış bile. Bu yöntem futbol, basketbol gibi çok yoğun katılımın olduğu spor aktivitelerine girişte kullanıldığında hız ve güvenlik açısından kolaylık sağlayabilir.
8 – Sosyal Medya ve Eğlencede kullanım: Kendisine benzeyen ünlüleri bulma veya sanat eserlerinde kendini arama (Art Selfie) eğlenceli bazı yüz tanıma uygulamaları. Resimde kulakları bulup, tavşankulağı eklemek gibi uygulamaları ilk yapanlardan biri de Snapchat olmuştu. Şimdilerde ise Facebook, İnstagram gibi pek çok sosyal medya uygulamasında benzer özellikler var.
9- Uçaklarda kullanım: Havayolu şirketleri de otellerdeki uygulamaya benzer şekilde müşterilerine kişiselleştirilmiş bir hizmet sağlayabilmek için yüz tanıma sistemini kullanıyorlar. TSA ve JetBlue bu alandaki öncülerden sayılabilir. Pasaport kontrolde de güvenlik amaçlı olarak bu teknolojiden yararlanılıyor. Kameralar ve daha önceden veri tabanına kaydedilmiş fotoğraflar ile yapılan analizler ile sahte pasaport kullanan kişiler de bu yolla tespit edilmiş.
10 – Otomobillerde kullanım: Otomobilinizin kilidini açmak için de yüz tanımdan yararlanmak mümkün. Koltuk ayarları, ortam ısısı, müzik kanalları kişiye özel otomatik ayarlanabiliyor. Hyundai yüz tanıma ve yapay zekâ ile çalışan sürücüsüz arabasını bu yıl tanıtmıştı.
11- Kumar ve Kumarhanelerde kullanım: Kumarhanelerde de güvenlik amaçlı yüz tanıma yönteminden yararlanılabiliyor. VIP müşterileri veya sık ziyaret edenleri tanıyıp onlara özel servisler sunulabiliyor.
12 – Oylamada kullanım: Oy verme işlemlerinde de kimlik belirlemede yüz tanımadan faydalanılabiliyor. Geçen yıl West Virginia’da bir mobil uygulama üzerinden insanların oy vermeleri kabul edilmiş. Bu uygulama aynı zamanda blockchain teknolojisi de kullanarak oyların bir daha değiştirilememek üzere güvenlik altına alınması da sağlanmış.
13- Eğitimde kullanım: Üniversitelerde kampüslerde güvenlik amaçlı yüz tanıma yöntemi kullanılmaya başlamış. İlk uygulamalarından biri Carnegie Mellon Üniversitesi. Avusturalya’da devam kontrolü amaçlı olarak bu teknoloji kullanılmış.
14 – Araba kiralamada veya taxi/uber kullanım: Kiralık arabalarda veya Uber benzeri paylaşımcı ulaşım sistemlerinde sürücüleri ve müşterileri tanımada yüz tanıma metodu kullanılabiliyor. Uber güvenlik amaçlı olarak Microsoft’un bu alandaki çözümünü sistemine entegre etmiş. Müşteriler de ödeme yaparken bu yöntemden faydalanabiliyorlar.
15 – Yiyecek-İçecek sektöründe kullanım: Restoranlar müşteri memnuniyeti amaçlı ve kişiselleştirilmiş servis verebilmek amaçlı bu teknolojiyi kullanıyorlar. Kaliforniya’da Caliburger adlı restoranda daha önce verdiğiniz siparişleri görebiliyor ve bir sadakat programından yararlanabiliyorsunuz. KFC firması Çin’de müşterilerine gülümseyerek ödeme yapabilecekleri bir servis sunmuş.
Müşterilerini yüzlerinden tanıyan restoranlar, onlara isimleriyle hitap ederek kişiselleştirilmiş servisler de sunabiliyorlarmış.
16 – Tüketici Elektroniğinde kullanım: Microsoft, Apple, Samsung gibi şirketlerin bilgisayar, telefon gibi cihazlara erişimde yüz tanıma metodundan yaralandıklarını biliyoruz. Amerika’da yüzde 54’lere varan bu kullanım mutfaktaki elektronik cihazlarda ve otomobillerde de giderek yaygınlaşıyor. Örneğin HiMirror adlı uygulama o günkü yüzünüzün durumuna bakarak size bakım veya makyaj önerilerinde bulunabiliyor. Yapay zekâ destekli yüz tanıma sistemleri her geçen gün daha da iyileşip gelişerek yeni kullanım alanları bulacak. Amazon, Google, Apple gibi teknoloji firmaları bu alana önemli yatırımlar yapıyorlar. Sensetime gibi 1,6 milyar dolar yatırım alıp değerimi 3’e katlayan startup’lar ise yeni çözümlerle geliyorlar.
Kaynak:turk-internet.com
bültenlerimizden ve önemli haberlerden ilk önce siz haberdar olmak istiyorsanız lütfen formu doldurun.