TEKNOLOJİ ŞİRKETLERİ
YÖNETİM DANIŞMANLIĞI VE EĞİTİM
HİZMETLERİ
TEKNOLOJİ TABANLI
GİRİŞİMCİLER İÇİN İŞ GELİŞTİRME
MENTORLÜĞÜ
PROFESYONEL
YAZILIM
GELİŞTİRME
SANAYİDE
DİJİTAL DÖNÜŞÜM
TEKNOLOJİ TRANSFER
OFİSLERİ & TEKNOPARKLAR İÇİN
İŞ GELİŞTİRME
YATIRIMCI
BULMA & DEVLET
DESTEKLERİ
YAZILIM-BİLİŞİM
SEKTÖRÜNDE SATIŞ PAZARLAMA
& İŞ GELİŞTİRME
KURUM İÇİ
MENTORLUK &
İÇ GİRİŞİMCİLİK
KEY OF CHANGE

Melekler ve girişimciler ‘avantajlar’ ekseninde buluşuyor

Hazine ve tüm ekosistemin çabalarıyla bilinçlenen yatırımcılar, melek yatırım ağları sayesinde bir araya gelip melek yatırımcılığın nasıl yapılacağını öğreniyor ve girişimcileri değerlendiriyor. Bireysel Katılım Sermayesi (BKS) Yönetmeliği kapsamında Bireysel Katılım Yatırımcısı (BKY) lisansı alan melek yatırımcılar, bir şirkete yaptıkları yatırımın yüzde 75’ini, TÜBİTAK veya KOSGEB onaylı bir şirket ise yatırımlarının yüzde 100’ünü aynı sene içerisindeki kişisel vergi matrahlarından düşebiliyor. Şirkette minimum iki yıl kalıp çıkış, yani ‘exit’ yapıldığında elde edilen gelir de vergiden muaf. BKS Yönetmeliği’nin sunduğu vergi avantajı dünyadaki en büyük oran. Hazine’nin çizdiği bu melek yatırımcı çerçevesi hem yatırımcıyı hem de girişimciyi koruyor.


Başlangıç veya büyüme aşamasındaki işletmeleri desteklemeye yönelik BKS sistemi, ilgili yönetmeliğin 15 Şubat 2013 tarihinde Resmi Gazete’de yayımlanarak yürürlüğe girmesi ile devreye alındı. Böylece girişimcilerle ortaklık kurarak erken aşama işletmelere sermaye koyan bireysel katılım yatırımcılarına vergi avantajı sağlandı. Yapılan düzenlemelerle kamu politikası tasarlanırken, sektördeki güven unsurunun güçlenmesi sağlandı. Hazine Müsteşarlığı’ndan lisans almış melek yatırımcılar, anonim şirketlere ait ortaklık hisselerini en az iki tam yıl elde tutmaları şartıyla, edindikleri hisselerin tutarlarının yüzde 75’ini vergi matrahlarından indirebiliyor. Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, TÜBİTAK ile KOSGEB tarafından belirlenen araştırma, geliştirme ve yenilikçilik programları kapsamında projesi son beş yıl içinde desteklenmiş şirketlerle ortaklık kuran melek yatırımcılar içinse bu oran yüzde 100. Yapılan düzenlemelerle, melek yatırımcı tarafından bir şirkete yapılan sermaye iştirakinin yüzde 25- 35’inin yatırımcı tarafından vergi desteği olarak geri alınması mümkün. Böylece melek yatırımcının üstlendiği yatırım riski önemli ölçüde azalıyor.


Kamu, riski hafifletiyor


Konuyla ilgili sorularımıza yanıt veren Hazine Müsteşarlığı yetkililerinin de dikkat çektiği gibi, BKS mevzuatı ile melek yatırımcılar yaptıkları yatırımın belli bir kısmını yatırımın daha başında zarar gibi düşünerek, gelir vergisi matrahından düşme imkânına kavuştu. Böylece kamu yatırımcının aldığı riski, sunduğu vergi avantajları yoluyla hafifletiyor.


‘Girişimcilik ekosisteminin geliştirilmesi’ hedefine yönelik yürürlüğe giren BKS sistemi kapsamında 14 Şubat 2014 itibariyle 204 kişiye lisans verildi. Bu sayı her geçen gün artıyor. Sistemlerinde başvuru işlemleri devam eden 43 kişi olduğunu belirten Hazine yetkilileri, kısa bir zamanda 250 sayısına ulaşılmasını bekliyor. 6 yatırım başvurusu alındı ve 5 başvuru sonuçlandırıldı. Toplamda 2 milyon 377 bin 500 TL tutarında yatırım erken aşama şirketlere yönlendirildi. İki melek yatırımcı ağı akredite edildi. İki ağın değerlendirme süreci devam ederken, iki ağ ise sisteme başvuru aşamasında. Hazine yetkilileri, yaptıkları projeksiyonlara göre ilk 5 yılda lisanslı melek yatırımcı sayısının binleri aşması ve vergi desteği almış yatırımların da aynı oranda artmasını öngörüyor.


‘Fonların fonu’ kaynak demek


Girişimcilik ekosistemini destekleyecek pek çok unsur kamu tarafından uygulamaya konuldu. Bu alanda Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı, KOSGEB, TÜBİTAK gibi kurumların hibe destekleri ve farklı yardımcı faaliyetleri var. Girişim sermayesi fonlarına kaynak sağlayan ‘fonların fonu’ sistemi üzerinden Hazine Müsteşarlığı tarafından kaynak aktarılması, TÜBİTAK tarafından yürütülen Girişim Sermayesi Destekleme Programı çerçevesinde hibe kaynağı ile teknoloji ve yenilik odaklı KOBİ’lere sermaye sağlayacak yeni fonların kurulmasının desteklenmesi ve girişim sermayesi ekosistemin oluşturulmasına katkı sağlanması hedefleniyor. ‘Fonların fonu’ yapısında özel yatırım şirketlerinin ya da melek yatırım ağlarının kendi fonuyla gerçekleştirdiği her yatırıma devlet de eşit miktarda destek oluyor. Böylece yapılabilecek yatırım miktarı iki katına çıkıyor. Ayrıca, devlet iyi projelerin seçilmesi, mentorluk verilmesi ve gelişimlerinin takibi gibi görevleri ehil kişilere devretmiş oluyor. SPK tarafından yapılan düzenlemelerle de girişim sermayesi yatırım fonlarının kurulması mümkün kılındı. Böylece girişimci sayısının ve erken aşama şirketlere yönelen sermayenin artması bekleniyor.


Tek destek bilişim sektörüne değil


Küresel ekonomik krizden sonra Türkiye, melek yatırımcılık konusunu biraz geç de olsa hızlı keşfetti. Türkiye Melek Yatırımcılar Derneği (TBAA) Başkanı Baybars Altuntaş, son yıllardaki gelişimi çok normal karşılıyor ve ekliyor: “Dünyadaki en yüksek vergi teşviğine sahip olan ülke, sonradan lige gelmiş Türkiye oldu.” Melek yatırımcılar tek desteği bilişim sektörüne vermiyor. Altuntaş bunu verilerle örnekliyor. Dünyada melek yatırımcıların yüzde 25’i BT ve mobil teknolojilere, yüzde 25’i biyoteknoloji sektörüne, geriye kalan yüzde 50 ise diğer sektörlere gidiyor. Tek başına BT ve mobil teknolojiler ve uygulamalar yüzde 25 aldığından çok gibi gözüküyor, ama yüzde 50 oranında tüm sektörlere dağılmış bir melek yatırım sistemi var.


Ortak yatırım fonları, fayda demek


Bu tabloda Hazine’nin çizdiği melek yatırımcılık çerçevesi, melek yatırımcı sayısında da artışı beraberinde getiriyor. Altuntaş, bu sayının gelecek 1-1,5 yıl içinde 2 bini bulacağı kanısında. 200 civarında melek yatırımcının yıllık kişi başı 1 milyon liradan 200 milyon liralık bir havuz ortaya çıkarmış olması olumlu. Bu da girişimciler için yaklaşık 100 milyon dolarlık kaynak oluşması demek. “Devlet de bir ortak yatırım fonu olarak konuyu görüp bir o kadar da koyarsa, ki bu söz konusu olabilir ileride” diyen Altuntaş’a göre, yönetmelik bunun altyapısını hazırlamış durumda. Önemli olansa bu yatırım havuzundan yararlanan gerçekten gelecek vaat eden girişimcilerin bulunması.


BIC Angel Investments Yönetim Kurulu Başkanı Dr. Joachim Behrendt:


“Yüzde 75 vergi avantajıyla melek yatırımın getiri oranı diğer yatırım alternatiflerine göre yükselecek. Böylece sermayenin bu kanala akışı, Türkiye’de yeni girişimlerin sayısı artacak. Yeni girişimler istihdama en çok katkı sağlayan işletmeler. Bu paralelde melek yatırımcıların sayısı da artacak. Bu yönüyle yönetmeliğin kapsamı ve limitleri son derece mantıklı. Eklenebilecek önemli bir nokta, profesyonel olarak çalışan melek yatırımcılara verilebilecek teşvikler. Yani şirketlerin üst düzey yöneticilerinin maaşlarına yansıtılabilecek vergi avantajları da onları bu alana çekebilir. Yurtdışında da BKS benzeri düzenlemeler var. Bunların dışında Türkiye’de çok faydalı olabilecek bir uygulama ise ‘fonların fonu’ çalışması.”


Keiretsu Forum İstanbul Genel Müdürü Aslı Işınak Gözören:


“Türkiye’deki melek yatırımcılık ekosistemi hızla gelişmekle birlikte, BKS Yönetmeliği girişimci ve yatırımcılar için melek yatırımları daha cazip kılıyor. Türkiye ve ABD’deki melek yatırımcılarda gördüğümüz en büyük eksiklik ise yatırım yapılmadan önce Due Diligence raporunun (Şirket İnceleme ve Değerlendirme / Durum Tespit) yeterli şekilde hazırlanmaması. Durum Tespit raporunun özelliği ise, girişimci şirketin kuruluş, finansal projeksiyonları, şirket değeri ve hukuki anlaşmaların doğru tespiti. Yatırım yapmadan önce yatırımcı tarafından hazırlanan Due Dilgence raporunun önemi, girişimci şirkete yapılan yatırımın riskinin azaltılması ve doğru yatırım şartların koyulması. BKS Yönetmeliği hakkında melek yatırımcı ağları olarak Hazine Müsteşarlığı ile sıkı bir iletişim içerisindeyiz.”


Galata İş Melekleri Başkanı Emre Kurttepeli:


“Her konuya yatırım yerine, uzman olunan konu üstüne yatırım desteği sunuyor melek yatırımcılar. Yatırımcılar sonuçta birbiri ile ortak oluyor. Bu nedenle aynı dili konuşmaları önemli. Konuyla ilgili yönetmelik tamam. Ama asıl önemlisi geliştirip girişimcileri teşvik etmek. Teknokent Kanunu var ama asıl temeli Ar-Ge. Burada da özellikle girişim olarak başlayanlar büyük şirketlerle kıyaslandığında avantajlı durumda değil. Bunun teşvik edilmesi lazım. BİST bünyesinde yeni bir segment yaratmak, borsaya kote olmadan bu şirketlerin bir pazar yaratması gündemde. NYSE de bunun bir benzerini hayata geçiriyor. Melek yatırımcılarla borsaya kote olması gerekmeyen girişimcileri buluşturacak bir platform bu. Bizde bu çalışmanın sonuçlanması zaman alabilir.” 



site design & technology
SLC Web Mühendisliği
www.slc.com.tr